‘’Det er flott å vite at Odin
forbereder bordet for meg. Jeg vil drikke vin fra de krøllete hornene. En
kriger som kommer til Odins Valhalla klager ikke. Jeg vil ikke komme inn i
munnen min med fryktord. Graven vil møte meg. Døden kommer uten sorg. Jeg kan ikke
vente med å gå også. Disil nå ta meg hjem, sendte Valkyries Odin. La oss nippe
vår drink med ære. Dagene i livet mitt slutter. Jeg er glad når jeg er død.’’
‘’ Odin'in benim için şölen masasını
hazırladığını bilmek çok güzel.Yakında kıvrık boynuzlardan şarap içeceğim.
Odin’in Valhalla’sına gelen bir savaşçı şikayet etmez. Onun yanına ağzımda
korku sözleriyle girmeyeceğim. Aesir beni karşılayacak. Ölüm yas olmadan
gelecek. Ben de gitmek için sabırsızlanıyorum. Disir artık beni eve götür,
Odin’in gönderdiği Valkürler. Aesir ile onur duyarak içkimizi yudumlayalım.
Ömrümün günleri sona eriyor. Ölürken mutluyum.’’
İlgili olanların hemen hatırlayacağı
bu sözler,Vikingler dizisinin unutulmaz ismi Ragnar Lothbrok’un ölüm anına aitti.Halen
sezon çekimleri devam eden dizi ,benim için Ragnar’ın ölümüyle son bulsa da
,fanatikleri tarafından izlenmeye devam ediyor.
Dizinin ,Vikinglerin popüler kültüre
çok şey kazandırdığını söylemek ,hiç de yanlış olmaz.Ancak Viking kültürü ,çok
daha öncesinde de oldukça yaygın şekilde biliniyordu.Günümüzde çekilen,
Yüzüklerin Efendisi gibi pek çok fantastik film , Vikinglerin İskandinav
mitolojisinden esinlenerek seyirciyle buluşmuştur.
Damarlarımda dolanan Kuzeyli kanından olsa
gerek,gezdiğim pek çok yeri bir yana , kuzey ülkelerini bir yana ayırmak
durumundayım.Gerek kültürü , gerek yaşayış şekilleri ve dünya görüşleriyle beni
büyüleyen hemen her şey , kuzeye ait.Sonuçta , bir Viking Kültürü ve tarihi
hayranı olduğumu itiraf etmeliyim.O nedenle tüm kuzey seyahatimi ,tarih ve
kentleri birleştiren bir yazı dizisi oluşturarak ,ayrıntılı olarak kaleme almak,
benim için çok büyük bir zevk.Tüm kuzey seyahat videolarımı Youtube üzerinden
de izleyebilirsiniz.
Gelelim Vikinglerin kim
olduğuna… Vikingler,IX. ve X. yüzyıllarda yaşayan İskandinav halklarıdır.Varyaglar
ve Normanlar adında iki ulusa sahip olan Vikinglerin adlarının anlamı ‘’ Deniz
Savaşçıları ‘’ dır.
İsveç kökenli olan
Varyaglar ,doğuya doğru yayılıp, IX. yüzyılda Karadeniz´e, hattâ İran´a kadar
uzanmışlardır.İpek karşılığında kürk ve köle alışverişi yapmak için çoğunluğu,
Rusya´ya, Novgorod ve Kiev´e yerleştiler.Bunların içinden prens Ryurik Hanedanı
Rusya´da XVI. yüzyıla kadar hüküm sürmüştür.
Danimarkalı ve Norveç
kökenli olan Normanlar (kuzey adamları) batıya doğru ,denizleri fethetmek için
yola çıkmışlardır. Acımasız birer savaşçı ve usta gemici olan Normanlar,
İzlanda´yı, Grönland´ı ve Kanada kıyılarını ele geçirerek sömürgeleştirmişdiler.
En iyi gemileri yapmakla ünlenen Normanlar , pruvası ejderha başı biçiminde
olan teknelerle ,Büyük Britanya´ya
çıkmışlardır.Yolları üzerindeki her köyü ve manastırı yağmalayıp , çevreye
korku ve dehşet salmışlardır.Büyük Britanya dışında,Paris,Luvar vadisi,
Bordeaux, Toulouse, Lizbon, Sevilla, hattâ İtalya bile onların saldırısına
uğramıştır .
Fetihçi Vikingler ,
günümüzde yırtıcı,gaddar ya da Vandal olarak anılsa da , tarihlerini ve
inançlarını derinlemesine inceledikçe ,bu söylencelerin tam aksini düşündüğümü
belirtmek isterim.Tabii,bunun için Pagan gelenek ve inançlarına değinmek
gerekli.İlerleyen yazılarımda bu konuyu ayrıntılı anlatacağım.Biraz daha
sabrederseniz yakında çıkacak kitabımda, Nors kültürünü çok daha iyi
anlayabilirsiniz.
Vikingleri daha iyi
tanımak için incelenmesi gereken kaynakların yanı sıra , görülmesi gereken
yerleri de es geçmemek gerekli.Görülmesi gereken yerlerden biri Normanların
ülkesi Danimarka.
Danimarka
Krallığı ya da kısaca Danimarka, Kuzey Avrupa'da İskandinavya'da başkenti
Kopenhag olan ülkedir. Kuzey Avrupa’da Baltık Denizi ile Kuzey Denizi arasında
Jutland Yarımadası ve dört yüz seksen üç ada üzerinde kurulmuş olan en küçük
İskandinav ülkesidir. Güneyinde Batı Almanya, doğusunda Baltık Denizi,
batısında Kuzey Denizi ile çevrilidir. Dünyanın en büyük adası olan Grönland da
Danimarka’ya bağlıdır.
Halkın
hemen hepsi yerliler olan Dan’lardan meydana gelir. Azınlıkları Alman, Eskimo,
Musevi ve göçmen işçilerden oluşur. Nüfus yoğunluğu ,Kopenhag’ın bulunduğu
Sjelland Adasında fazladır.Ülkede ortalama nüfus yoğunluğu km2 ye 119 kişidir.
Jutland Yarımadası diğer meskun adalar içerisinde yoğunluğu en az
olanlarındandır. Kullanılan resmi dil Danca olup, kendi grubunda olan
diğer İskandinav dillerinden İsveççe ve Norveççeye çok benzemektedir. Öğretimin
devlet tarafından parasız olarak yapıldığı ülkede okuma-yazma bilenlerin toplam
nüfusa oranı % 100’dür. Halk için deniz ulaşımında feribot, kara
ulaşımında ise bisiklet vazgeçilmez araçlardandır. Hayat standardı bakımından
Avrupa’da ikinci gelmektedir. İki milyon insan atletizm kulüplerine kayıtlıdır.
İskandinavyalı
I. Harald yani ,Mavi Diş Harald Danimarka ve Norveç’i birleştirerek ,980
yılında krallığını ilan etmiştir. Bunun dışında ,Alman misyonerlerin etkisinde
kalarak Hristiyanlığı kabul etmiştir. 1397
yılında , Kalmar birliği adı altında ,İsveç, Norveç, Danimarka ve sömürgeleri
(Faroe Adaları, İzlanda, Grönland ve Finlandiya) birleşerek, yenilmez bir İskandinav
İmparatorluğu haline gelmişlerdir.
Bu İskandinavlar, ünlü uzun
gemileriyle uzaklara seyahat etmiş ve Nordik tanrılara tapmışlardır. Kopenhag’da,
Vikingler ve Viking Çağı hakkında çok fazla şey
öğrenebilirsiniz, müzelerde onların izlerini ve başkentin
etrafındaki bölgelerde yerleşim yerlerini bulabilir, yeniden canlanmalarını ve
Nordik Tanrıları canlı izleyebilir ve hatta kendi Viking mücevherinizi satın
alabilirsiniz.
Gezebileceğiniz yerler arasında ülkenin
yönetim merkezi olan Christianborg, Parlamento Binası ,Christianborg Kalesi,
Amelienborg Sarayı, Kraliyet Kütüphanesi Black Diamond, Küçük Deniz Kızı
Heykeli, Langelinie Limanı, pub ve barları ile ünlü Pitoresk Nyhavn Limanı,
Borsa Binası yer almakta.
Bu noktalardan biri olan ,Küçük
Deniz Kızı heykeli enteresan bir hikayeye sahip.Her yıl yüzlerce turist
tarafından ziyaret edilen heykel , Hans Christian Andersen'in ''Küçük Deniz
Kızı'' masalından uyarlanan ve Kraliyet Tiyatrosunda sergilenen bale
gösterisinden çok etkilenen,Carlsberg ailesinin veliahtı Carl Jacobsen’ın
isteği üzerine yapılmıştır. Ancak Vandallarca çok sefer saldırıya
uğramış,bir keresinde kolu bir keresinde de başının koparıldığı söylenmekte.Bu
nedenle başı orijinal değil.
Yüzde yüz görmeden dönmemeniz gereken favori noktam ise, Tivoli Bahçeleri.Ben tüm bir günümü
burada geçirmiştim. 1843 te kurulan Tivoli
Bahçelerini ,Peri masalı yazarı Hans Christian Andersen, Walt Disney ve
bahçelere aşık olan diğer birçok ünlü ziyaret etmiştir.
Tivoli Bahçeleri’nin en önemli özelliği her
yaştan insan için ,bir şey barındırıyor olmasıdır. Fantastik bir mimari ve
muhteşem dizayn edilmiş bahçeleri , görsel olarak harika bir doyum yaşayabileceğiniz
gece aydınlatmalarıyla herkesi cezp etmektedir.
Kendi
içinde küçük turları da olan bahçeye, kapıda biraz daha fazla ödeme yaparak
sınırsız tur fırsatı bilekliğinizle girebiliyorsunuz.
Ancak bunu önermiyorum.Zira ben sınırsız üye olarak girmeme rağmen her olanaktan
yararlanamadım.Çünkü yetişkin bir insanın bile dayanamayacağı çılgınlıkta
cihazlar var.İnanın binmek çok büyük cesaret ister.Örneğin; saatte 100km hızla sizi aşağı yukarı döndürecek Vertigo gibi. O
kadar iddialı ki;geçmişte Avrupa’nın en iyi turlarından bir olarak seçilmiş.
Parkın giriş fiyat bilgisi ve Tivoli’deki eğlenme makineleri
ve bahçelerle ilgili ayrıntılı görseller için YouTube videolarımı
inceleyebilirsiniz veya http://www.tivoli.dk/ linkini inceleyebilirsiniz.
Hemen ortada bir konser alanı da bulunuyor.Ücretsiz şezlonglardan
birinde dinlenirken,aroması uzaklardan burnunuza dolan muhteşem
dondurmalarından birini yiyip, gökyüzüne dalabilirsiniz.Eğer önceden planlanan
bir konser yoksa ( Lady Gaga konseri gibi ) arada Tivoli Bandosu tüm bahçe
içinde gezerek müzik yapıyor, bilginiz olsun.
İki kent
birbirine Oresund Köprüsüyle bağlanıyor. Kopenhag ile Malmö’yü birbirine bağlayan bu köprüde
hem demiryolu hem de karayolu var. Yapı aslında bir tünel ve bir köprüden
oluşuyor. Tren hem deniz altındaki tüneli hem de köprüyü kullanıyor.Bu
şekilde işinden evine giden insanlar var.Farklı bir ülkede çalışıyor olmanın
düşüncesi bile çok eğlenceli.
İsveç’in 3.büyük şehri olan Malmö’de yapabileceklerinizi
,Lilla Torg meydanında gezip küçük kafelerde ev yapımı cheescake yanında kahve
içmek,Stortorget Caddesinde alışveriş yapmak,Malmöhus Kalesi’ni ziyaret ederek
ortaçağ işkence yöntemleri hakkında profesyonel bilgi almak,Kungsparken
parkında güneşin batışını fotoğraflamak olarak sıralayabilirim.
Danimarka’ya gelip Viking Köyü görmeden olmaz
tabii.Albertslund’da bulunan Viking Köyünü ziyaret edebilirsiniz.Efsaneler
diyarı Lejre,Memento Mori ( Ölümü Çağrıştıran ) ,Frederikssund Viking köyü,Danimarka
Milli Müzesi ve Viking Gemi Müzesi de görülmesi gerekenler arasında.
O kadar yeri
gezip acıkmamak mümkün değil diyorsanız , işte size birkaç tavsiye. İskandinav gastronomisini deneyimleyebileceğiniz
birkaç mekan öneriyorum.
Bunlardan biri Marchal.Hoş
bir otelin en üst katında yer alan restoran , Michelin yıldızlı.Sadece akşam
yemekleriyle değil,brunchlarıyla da ünlü.Ancak aylar öncesinden rezerve etmeniz
gerekli.Söylemedi demeyin.
Diğer bir önemli restoran ise
dünyanın en iyi restoranı unvanını almış olan Noma ve son
olarak da Höst . Rezervasyon konusu bu ikisi içinde
geçerli.
Biraz şarap ve biraz Caz için
, La Fontaine Jaz Club ‘ı tek geçerim..
Nordiklerle
daha fazla haşır neşir olmak için ,yörümgemde kalmaya devam edin.Sevgiler..
** Bloğumda bulunan her yazı, görsel içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu tarafından Türk Ceza Kanunu ve yasalar tarafından korunmaktadır.